Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

Peygamberimiz Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in en
büyük peygamberlik alâmeti Kur’ân-ı Kerim’dir. Allah, Araplara
ve başka milletlere, benzerini getiremeyecekleri konusunda
Kur’ân ile meydan okumuştur. Şöyle buyurmuştur: “Eğer
kulumuza (Muhammed’e) indirdiğimiz Kur’ân hakkında şüphede
iseniz, haydi onun benzeri bir sûre getirin ve eğer doğru
söyleyenler iseniz, Allah’tan başka şahitlerinizi de çağırın.”(128),
“Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De
ki: Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi siz de onun benzeri bir
sûre getirin ve Allah’tan başka çağırabileceğiniz kim varsa onları
da yardıma çağırın.”(129)
 

İbnu’l-Cevzî şöyle demiştir: Kur’ân birçok yönden mucize
özelliğine sahiptir.
1- Vecîz ve uzun olma yönünden fesahat ve belağata (edebi
olma özelliğine) sahiptir. Kıssayı (hikâyeyi) bazen uzun ifadeyle
anlatır, sonra onu vecîz bir ifadeyle tekrar eder ve birinci
defada kastedilen manayı bozmaz.
2- Kur’ân konuşma üsluplarına ve şiir vezinlerine benzemez.
Bu iki anlamda Araplara meydan okunmuş, onlar âciz
(128) Bakara, 23.
(129) Yunus, 38.
 

86 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz صلى الله عليه وسلم
kalmışlar, şaşkına dönmüşler ve onun üstünlüğünü itiraf etmişlerdir.
Hatta el-Velîd b. el-Muğîre: Vallahi, onda bir tatlılık
ve güzellik var, demiştir.
3- Kur’ân’da önceki milletlerle ilgili haberler ve ehl-i kitabın
bildiği peygamberlerin hayat hikâyeleri vardır. Ancak onu
getiren, okuma yazma bilmeyen, âlimlerden ve kâhinlerden
bilgi almayan ümmî bir kişidir.
 

Araplardan okuma yazma bilen ve ahbâr (tarih) âlimleriyle
oturup kalkanlar, Kur’ân’ın haber verdiklerini anlayamamışlardır.
4- Kur’ân, ilerde kesinlikle gerçekleşen gayble ilgili haberler
verir: Meselâ, Yahudilere şöyle demiştir: “Doğru sözlü
iseniz, ölümü dilesenize.” (130) Sonra da şöyle demiştir: “Bunu
asla dilemeyecekler.” (131)
“Onun benzeri bir sûre getirin.”(132) Arkasından da: “Yapamayacaksınız”
(133) demiş ve onlar gerçekten yapamamışlardır.
“İnkâr edilenlere yenileceksiniz”(134) demiş, onlar yenilmişlerdir.
“Siz, Allah dilerse, güvenlik içinde Mescid-i Haram’a gireceksiniz”
(135) demiş ve girmişlerdir.
Ebû Leheb hakkında: “O alevli ateşe yaslanacaktır. Karı-
(130) Bakara, 94.
(131) Bakara, 95.
(132) Bakara, 23.
(133) Bakara, 24.
(134) Âl-i İmran, 12.
(135) Feth, 27.
 

Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 87 صلى الله عليه وسلم
sı da boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır”(136)
demiştir. Bu, o ikisinin kâfir olarak öleceklerine delildir, öyle
olmuştur.
5- Kur’ân’da aykırılık ve çelişki yoktur. “Eğer o Allah’tan
başkasından gelseydi, onda çok aykırılıklar bulurlardı.”(137)
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Doğrusu Kitab’ı biz indirdik,
onun koruyucusu da elbette biziz.”(138)
Ebû Hureyre radıyallâhu anh’ın rivâyet ettiğine göre, Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “İnsanoğlunu
imana getirecek mucizeler verilmemiş hiçbir peygamber
yoktur. Bana verilen, Allah’ın bana vahyettiği vahiydir
(Kur’ân’dır). Ben, kıyâmet günü, Peygamberlerin tâbisi en
fazla olanı olmayı ümit ediyorum.”(139)
 

İbn Akîl şöyle demiştir: Şu da Kur’ân’ın mucize olduğunu
gösterir: Hiçbir kimse, ondan, manası daha önce geçmiş bir
sözden alınmış bir âyet çıkaramaz. Çünkü insanlar devamlı
birbirlerinin gizli taraflarını açığa çıkarırlar. Şöyle denilir:
Mütenebbî, Buhturî’den almış.
İbnu’l-Cevzî: Ben ilginç iki mana çıkardım, demiştir:
1- Peygamberlerin mucizeleri, ölümleriyle birlikte kaybolup
gitmiştir. Bugün bir inkârcı: Hangi delil, Muhammed’le
Mûsâ aleyisselam’ın doğruluğuna delildir dese ve ona Muhammed
sallallâhu aleyhi ve sellem’e, ay ikiye bölündü; Mûsâ
(136) Mesed, 3–5.
(137) Nisa, 82.
(138) Hicr, 9.
(139) Muttefekun aleyh.
 

88 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz صلى الله عليه وسلم
aleyisselam’a da, deniz ortadan ikiye bölündü diye cevap verilse,
o: Bu, imkânsız der.
Yüce Allah bu Kur’ân’ı vefatından sonra doğruluğuna delil
yapmak için Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in ebediyete
kadar devam edecek bir mucizesi; peygamberlerin doğru
olduğuna bir delil yaptı. Çünkü peygamberleri tasdik eden ve
durumlarını haber veren odur.
 

2- Kur’ân, ehl-i kitab’a, Muhammed sallallâhu aleyhi ve
sellem’in özelliğinin, Tevrat ve İncil’de yazılı olduğunu haber
vermiştir. Hâtıb’ın mü’min; Âişe’nin temiz olduğunu beyân
etmiştir. Bu beyânlar gayble ilgilidir. Onun özelliği, Kur’ân
ve İncil’de olmasaydı, bu, onların kendisine iman etmelerini
engellerdi. Hâtıb’la Âişe, kendileri için yapılan açıklamanın
aksine bir bilgiye sahip olsalardı, iman etmek istemezlerdi.(140)

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed