Get Adobe Flash player

رسالة اليوم من هدي الرسول

 -         (أسماؤه) من أسمائه (صلى الله عليه وسلم): نبي التوبة، بذلك سمى نفسه كما في صحيح مسلم، قال الإمام النووي في شرحه لذلك الحديث: وأما نبي التوبة ونبي الرحمة ونبي المرحمة، فمعناها متقارب، وهو أنه (صلى الله عليه وسلم) جاء بالتوبة وبالتراحم، قال الله (تعالى): (رحماء بينهم)، (وتواصوا بالصبر وتواصوا بالمرحمة) . لم يتم الارسال

البحث

كتاب الرحمة في حياة الرسول

شاهد مكة المكرمة مباشرة

إقرأ مقالا من أكبر كتاب في العالم

إبحث عن محتويات الموقع

ننصحك بقراءة هذا الإصدار

شاهد المدينة المنورة مباشرة

المسجد النبوي _ تصوير ثلاثي الأبعاد

Madina Mosque 3D view

الرئيسية | Monthly archive

مارس 2010

İki görüşten en doğru olanına göre, beşinci yılın şevval
ayında “Hendek Savaşı” diye meşhur olan Ahzâb savaşı olmuştur.
Bu savaşın çıkış sebebi şöyledir: Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem dördüncü yılda, kendisini öldürme girişiminde
bulundukları için Beni’n-Nadir’i sürgün edince, onların eşrafından
bazıları Mekke’ye gidip Kureyş’i Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem ile savaş için kışkırtmaya başladılar. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’e karşı onlara yardım edeceklerine söz

Enes b. Mâlik radıyallâhu anh Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem hakkında şöyle rivâyet etmiştir: Mescidde, Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikteyken bir bedevî çıkageldi ve
mescidin içine küçük ihtiyacını yapmaya başladı. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashâbı: Yapma, yapma diye bağırmaya
başladılar. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Bırakın yapsın”
dedi. Onlar da bıraktılar, bedevî küçük ihtiyacını yaptı.
 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ümmetine karşı çok
müşfikti. İki şeyden birini seçme hakkına sahipse, en kolayını
seçerdi. Ümmetine kolaylık sağlamak ve onları sıkıntıya
sokmak istemediği için böyle yapardı. Bundan dolayı şöyle
buyurmuştur: “Allah beni, zorlayan ve sıkıntı veren olarak
göndermedi. Beni ancak kolaylaştıran bir öğretmen olarak
gönderdi.”(181)
 

İbnu’l-Kayyim rahimehullah Zâdu’l-Me’âd adlı kitabında,
Uhud savaşından çıkarılan birçok güzel hikmet ve sonuçtan
bahsetmiştir:
1- İtaat etmemenin, gevşeklik göstermenin ve çekişme
içine girmenin sonucunun kötü olduğunu ve başlarına gelenin
de sırf bu yüzden olduğunu bildirmesi. Nitekim Yüce
Allah şöyle buyurmuştur: “Allah, izniyle, onları (müşrikleri)
kırıp geçirdiğimiz sırada size olan vaadini gerçekleştirdi.
Nihâyet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra zaaf
gösterdiniz. (Peygamber’in verdiği) emir konusunda tartıştınız

Hicretin on üçüncü yılının şevvalinde Uhud savaşı olmuştur.
Allah, Bedir’de Kureyş’in eşrafını öldürünce ve onlar
benzerini görmedikleri bir musibete uğrayınca, öç almak
ve kaybettikleri onurlarını yeniden kazanmak istediler. Ebû
Sufyân, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e ve Müslümanlara
karşı tahrikte bulunmaya ve birlikler oluşturmaya başladı.
Kureyş’ten, müttefiklerden ve Ehabiş’ten yaklaşık üç bin
kişi topladı. Erkek savaşçılar, hanımlarını da getirdiler, böylece
savaştan kaçamayacaklar ve hanımlarını korumak için

Hicretin ikinci yılının Ramazan ayında, büyük Bedir savaşı
oldu. Bunun sebebi şudur: Peygamber sallallâhu aleyhi ve
sellem, Kureyş’in Şam’dan dönmekte olan büyük bir kervanını
vurmak için, üç yüz on üç sahabîsiyle birlikte yola çıktı. Bu
kervanın başkanı olan Ebû Sufyân, son derece dikkatli ve ihtiyatlıydı.
Karşılaştığı herkese Müslümanların hareketlerini soruyordu.
Sonunda onların Medîne’den çıktıklarını ve Bedir’in
yakınında olduklarını öğrendi. Sahil yolundan gitmek ve tehlikelerle
dolu Bedir yolunu bırakmak için, kervanın yönünü

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, insanların en cesuruydu.
Tevhîd ve ibâdeti Allah’a halis kılmak üzere tek başına küfrün
karşısında durması, bütün kâfirlerin onun karşısına çıkıp
hep birlikte onunla savaşmaları, ona en ağır eziyetleri yapmaları,
defalarca onu öldürmek için suikast düzenlemeleri
ve bunların onu korkutmaması, yumuşatmaması, aksine davasında
daha da ısrarlı olması ve hakka sarılması bunu açıkça
göstermekteydi. O, yeryüzündeki tağutlara meydan okuyarak
hiç çekinmeden şöyle demişti: “Vallahi, bu işten vazgeçmem

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Medîne’ye girdi. Halk
onu sevgi ve coşkuyla karşıladı. Her uğradığı Ensâr evinin
sahibi, devesinin yularından tutup oraya inmesi için davette
bulunuyordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onlardan özür
dileyerek: “Onu serbest bırakın, ona nerede duracağı emredilmiştir”
diyordu. Deve yoluna devam ediyordu. Mescidinin
bulunduğu yere gelince deve çöktü, sonra kalktı, biraz yürüdü.
Sonra ilk çöktüğü yere döndü ve tekrar çöktü. Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem Neccar oğullarındaki dayılarına konuk

You are missing some Flash content that should appear here! Perhaps your browser cannot display it, or maybe it did not initialize correctly.

الشيخ الدكتور محمد بن إبراهيم الحمد

تحميل

You are missing some Flash content that should appear here! Perhaps your browser cannot display it, or maybe it did not initialize correctly.

الشيخ الدكتور محمد بن إبراهيم الحمد

تحميل

المقطع المختار من قسم مقاطع الفيديو