Get Adobe Flash player

رسالة اليوم من هدي الرسول

عن مصعب بن سعد ، عن أبيه رضي الله عنه قال : تعوذوا بكلمات كان النبي صلى الله عليه وسلم يتعوذ بهن : اللهم إني أعوذ بك من الجبن ، وأعوذ بك من البخل ، وأعوذ بك من أن أرد إلى أرذل العمر ، وأعوذ بك من فتنة الدنيا وعذاب القبر . رواه البخاري

البحث

كتاب الرحمة في حياة الرسول

شاهد مكة المكرمة مباشرة

إقرأ مقالا من أكبر كتاب في العالم

إبحث عن محتويات الموقع

شاهد المدينة المنورة مباشرة

المسجد النبوي _ تصوير ثلاثي الأبعاد

Madina Mosque 3D view

الرئيسية

Yirmi Altıncı KonuYürümesi ve Oturmasındaki Sünneti[1]

1. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem yürüdüğü zaman ayağını yerden tamamen kaldırmak için biraz önüne doğru meylederek yürürdü. Sanki meyilli bir araziden iner gibi yürürdü. O, insanların en hızlı, en güzel ve en sakin yürüyeni idi.
2. Yalınayak da yürürdü, ayakkabı ile de yürürdü.
3. Deveye, ata, katıra ve merkebe binerdi. Ata bazen eğerli olarak, bazen de çıplak olarak bindi.
4. Toprak üzerine, hasıra ve sergi üzerine otu-rurdu.

5. Yastığa yaslanırdı; bazen soluna, bazen sağına yaslanırdı.
6. Kalçalarını yere koyup, uyluklarını karnına doğru çekip ellerini inciklerinden geçirmiş bir vazi-yette otururdu. Zaman zaman sırtüstü yatıp uzandığı olurdu. Bazen de ayak ayaküstüne atardı. Halsiz kaldığı zamanlarda ihtiyaç duyduğunda arkadaşlarından birine yaslanırdı.
7. Bir kimseyi gölge ile güneş arasında oturmak-tan men ederdi.
8. Bir mecliste oturanların o meclisi Allah’ın zik-rinden mahrum bırakmalarını hoş karşılamazdı. Şöyle buyurdu: “Kim bir yere oturur da orada Allah’ın adını anmazsa onun aleyhine Allah tarafından bir pişmanlık ve vebal yazılır.” (Ebu Dâvûd).

9. Şöyle buyurdu: “Gürültü ve yaygaranın çok olduğu mecliste oturan bir kimse, o meclisten kalkmadan önce:
«سُبْحَانَكَ اللَّهُمَّ وَبِحَمْدِكَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنْتَ، أَسْتَغْفِرُكَوَأَتُوبُ إِلَيْكَ»
 “Allah’ım! Sana hamd ederek, seni tüm noksanlık-lardan tenzih ederim. Senden başka ilah olmadığına şahadet ederim. Senden bağışlanma diler ve sana tevbe ederim” derse Allah Teâlâ onun o mecliste işlediği gü-nahları mutlaka affeder.”  (Ebu Dâvûd, Tirmizî).
 

 
--------------------------------------------------------------------------------

[1]    Zâdu’l-Me‘âd (1/161)